Üyelik Girişi
KATEGORİLER

Avlanma Boyları

Takvim

Orfoz Avı

Orfoz Avı

 

Önemli Not: Ülkemiz karasularında Amatör Sualtı Avcılarının Orfoz avlaması zıpkın avcısına açılmıştır.

Bütün avlanma teknikleri, apnea disiplini, malzeme bilgisi, ortam ve canlıların tanımı, antrenmanlar, ağırlık hesapları, eşitleme teknikleri ve bunlar gibi diğer detaylar, sualtı avcılığının ” hardware ” idir (Donanım).

Bu bilgiler, büyük oranda teoriye dayanır. Örneğin, yüzerlik hesapları, fizik teorilerinden oluşur. Eşitleme teknikleri, fizyoloji ve fizik bilgisi ile birlikte, literatürde rahatlıkla bulunup okunabilir. Malzeme imalatları ve kullanımı, arge işidir ve konusunda uzman kuruluşlar tarafından, bizler için üretilir.

Bütün bu bilgilere, kitaplar veya internet aracılığı ile ulaşmak mümkün. Bu konulara, temel kurallarını ele alarak kısaca değindik, sırası geldikçe, daha detaylı olarak yer vereceğiz.

Sualtı avcılığının bir diğer boyutu daha var ki, çok zaman, çok emek ve çok özveri ile oluşur, birikir.

Bu nedenle de, gizlenir. Her avcıda, kıskançlık ve bencillik vardır, olması da çok doğaldır. Zaman ve emek harcayarak oluşturduğunuz size özel bilgileri, sizden daha deneyimsiz, veya yeni başlayan avcılara vermek istemezsiniz. Bu bilgilerin bazılarını, ilişkileriniz ve saygınlığınız ile, öncekilerden devralmışsınızdır. Bir kısmı, sizin beceriniz ve her yeni dalışınızın size kazandırdığı deneyimlerle oluşmuştur.

Sonuç olarak, her deneyimli avcı zaman içinde kendine özgü bir literatür oluşturur. Dünya çapındaki şampiyonların hemen hepsi, gerek filmler, gerek yazılarla, bu deneyimlerinden bir kısmını bizlerle paylaşıyorlar. Muhakkak ki, kendilerine ayırdıkları çok özel bazı teknik ve metodlar vardır. Ancak bu seviyelere geldikten sonra, avcı kıskançlığı ve bencilliğini bir kenara bırakıp paylaşmayı tercih ettiklerini görüyoruz.

Bu düşünce biçimini son derece doğru bulmaktayız. Küçük hesaplar yapmak yerine, bilinçli avcıların yetişmesini sağlamak, doğayı korumak adına çok verimli bir yatırım oluşturur. Bu konuda bir ilk adım atalım ve sualtı avcılığının trofeleri olan birkaç türün avlanma yöntem ve tekniklerini elimizden geldiğince aktaralım.

Orfoz avı ve incelikleri

Sualtı avı ile uğraşan hemen herkesin gönlünde orfoz avlamak yatar. Bu çekici Ege ve Akdeniz balığı, hakettiği üne, öncelikle lezzeti sonra da avcılığı için sahip olmanız gereken ince teknik ve tecrübe sayesinde ulaşmıştır.

60 kilolara kadar büyüyebilir ve yaşlanıp tecrübe edindikçe, davranış biçimleri belirgin şekilde değişir.

Latince adında taşıdığı anlamda olduğu gibi, koyu kahve ve siyah sırtı, küçük bulutları andıran açık renkli desenler ile kamufle olmuştur. Çok güçlü bir balıktır, özellikle, solungaç kapakları altına el sokmamak gerekir. Solungaç yapraklarının kenarları da, çok keskin birer sıra ince dikenle çevrilidir ve balık öldükten sonra bile, elinizi kolaylıkla doğrayabilir. Orfozu taşımak için, alt çenesine, bıçağınız ile bir yarık açarsanız, parmağınızı buraya takabilirsiniz.. Av esnasında, balığı zaptetmek için tutulabilecek en doğru yer gözlerdir. Orfozun gözleri, çok sağlam bir kafatası içinde yer alır ve dışarı çıkıktır. Parmağınız ile bastırdığınız zaman kolaylıkla içeri kaçar ve tutabileceğiniz sağlam birer çukur oluştururlar. Tek elinizin baş ve işaret parmaklarını,herbiri bir göze gelecek şekilde,çekinmeden sokun ve sıkıca tutun.Orfozu gözlerinden tutmanın bir başka faydası, canlı balığın etrafını görememesi ve karanlıkta olmasından dolayı sakinleşmesidir.

Diğer elinizle de şişten tuttuğunuz zaman, avınıza hakim olursunuz.

Orfoz avı için kule, agaşon ve taşaltı teknikleri uygulamak mümkün. Balıkla karşılaştığınız pozisyon, avlanma bölgesi, dip yapısı, mevsim ve balığın yaşı, av tekniğinizi belirleyecektir.

Barınma Bölgeleri

Öncelikle, orfoz yerli bir taş balığıdır. Titizlikle seçtiği yerlerde yuvalanır ve fazla rahatsız edilmez ise, büyümesine engel olmadığı müddetçe, bu yuvada yıllarca kalabilir. Orfoz yuvalarını belirlemek için çok net veriler olmasa da zaman içinde tecrübelerin getirdiği bazı genellemeler yapmak mümkün. Erişte ve kumluklarla çevrili birkaç öbek içinde, girişi nispeten geniş, altı ve içi kumluk olabilecek büyükçe bir taş gördünüz. İçine titizlikle bakın. Balığı içerde göremeseniz de bir şeye dikkat etmeniz gerekiyor. Taşın genişçe olabilecek dip taraflarında ve kumluk zeminde, orfozun, dinlenmek için yattığı zaman oluşan, balığın boyuna orantılı uzunca bir çukurluk varsa, büyük ihtimalle bir orfoz yuvasına bakıyorsunuz demektir. Bu durumda birkaç ihtimal var ;

  • Balık, muhtemelen, sizi daha önceden duyduğu için, yuvasının derinlerine veya ulaşabileceğiniz fakat, girişi daha zor olan bir bölümüne kaçmıştır. Bu durumda, taşın içi, balığın kuyruk darbeleri nedeni ile biraz bulanır.

Özellikle bulanıklık yaratmak için, kuyruk ve yüzgeç sallayacak kadar tecrübeli balıklara rastladık. Bu hayvanların çoğu halen, bulundukları taşlarda ve hayattalar.

Bu bulanıklık bazen, siz daha taşa girmeden veya satıhta iken dikkatinizi çeker, bilin ki, avınız içerdedir ve saklanmıştır.

  • İçeri baktığınızda, hiçbir hareket veya bulanıklık olmayabilir. Sizden önce başka bir avcı işi bitirmiştir veya, balık yuva değiştirmiştir.

Denize dik inen kayalık kıyı yapıları, su altında da devam eder. Bu kayalar, eğer döküntülerden oluşmuş ise, küçük ve orta boy orfozların sıkça yuvalandıkları bir profil oluştururlar. Ancak, döküntü kayalıklar, mendirek taşları gibidir.

İçlerinde, ulaşılması imkansız sonsuz labirentler oluştururlar. Bu taşların içlerinde balık vurmak, nerede ise imkansızdır. Bu yapıda taşlıklarda orfoz avlamanın en doğru yöntemi, balığı dışarıda yakalamaktır.

Orfoz avının kategorileri

Orfozların yaşlarına ve mevsimlere göre davranış değişiklikleri gösterdiğini belirtmiştik. Bu açıdan incelediğimizde karşımıza 4 ana grup çıkıyor ;

  • İlkbahar orfozları

Adından da anlaşılacağı gibi, bu mevsimde, suların ısınmaya başlaması ile birlikte nispeten sığlık taş ve çatlaklara yerleşen orfozları bu grupta değerlendiriyoruz.

Genellikle, çok genç ve tecrübesiz balıklardır. Bazen büyük boylara rastlansa da, sürprizden öteye gitmez.

Genç orfozlar, deneyimsiz ve çok meraklıdırlar. Ahtapot peşinde olduklarından, dikkatsiz ve tedbirsiz davranırlar ve yeni başlayanlara bile av imkanı oluşturabilirler. Genellikle yuvalarının dışındadırlar, çok sakin yaklaşıldığında atış menziline kadar sokulmanıza izin verirler. Yuvalarına doğru hareketlenip yavaşça içeri süzüldükleri zaman bile, eğer doğru taraftan, yani balığın görüş sahasının dışından sessizce yaklaşırsanız, taşın ağzında dışarı merakla bakarken yakalayabilirsiniz. Bu davranış çok geneldir, ancak balığın tecrübesi oranında ve zamanla kaybolabilir. İçeri kaçtıktan sonra bir daha uzun müddet görünmeyen balıkların çoğu, acı bir tecrübe ile oluşan yara izleri taşıyordur.

  • Yaz aylarının avları

Haziran ve temmuz ayları, orfozları, yuvalarında, yani, derin çatlak, mağara ve taşlıklarda avlamak için en uygun zamandır. Özellikle, haziran ayında daha sığ av imkanı verirler. Bu balıklar, daha yaşlı ve tabii ki daha tecrübelidirler. Çok çabuk deneyim kazanırlar ve avcı ile her karşılaşmaları, bu deneyimi hızla arttırır. Özellikle, yaralı bırakılan ve hayatta kalan balıklara, bir daha ulaşmak nerede ise mümkün olmaz.

  • Zor avlar

Genelde büyük orfozlardır.Özellikle tatsız bir yaralanma deneyiminden sonra, üzerlerinde taşıdıkları yara izleri ile, derinde buldukları yuvalarda ulaşılmaz olurlar. Bu balıklar, uzun seneler aynı taşta kalabilirler, ve her seferinde, bir kuyruk darbesi ile, yuvasının derinliklerinde kaybolurken, avcıyı hayal kırıklığı içinde bırakırlar

Bu büyüklüklerde avlar yapmak herşeye rağmen mümkün. Unutmayın ki, onların da, kötü ve dikkatsiz günleri olabilir. Öreğin bazen çok sevdikleri ahtapot ve kalamarı fazlaca yiyerek, hazımsızlık çekebilirler. Tepki verme süreleri uzar, böyle bir durumda, atış menziline sokulabilmek mümkün olacaktır.

Bakir alanlarda avlanmak

Kıyıdan oldukça uzak, az ziyaret edilen veya az bilinen sığlıklar, topuklar, karadan ulaşımı olmayan dik kayalık kıyılar gibi yerlerde, avlanabilme imkanınız varsa, orfoz avının keyfine varabilirsiniz.

Sarp yamaçların su altında oluşturduğu derin çatlaklar veya yığma taşlı kıyı yapılarındaki orfoz yuvaları çok derin olabilir. Aksine kıyıdan bazen millerce açıkta, rastlayacağınız sığlıklar, topuklar ve yükseltiler, çok daha uygun ulaşılması kolay kovuklara sahiptir. Bu yerler, tekne ve yüzücü trafiğinden uzaktır. Burada barınan balıklar da, aynı oranda rahattır. Avcı ile, çok az veya hiç karşılaşmamış olabilir. Deneyimli bir sualtı avcısı, en verimli

avlarını, bu bölgelerde yapacaktır. Genellikle, yuvasının dışında olan bu bölgenin orfozu, su içindeki insanın, kendisi için bir tehlike oluşturabileceğini bilmez.

Orfoz avının teknikleri ve incelikleri

Orfoz avlamak, oldukça ciddi bilgi ve deneyim gerektirir. Bir çok türün avcılığını, avlanma tekniklerine göre ayırdığımız halde, orfoz avını başlı başına bir kategori olarak kabul etmemiz gerekir. Örneğin eşkina, gelincik, mığrı, müren ve kısmen karagöz avcılığını, kısaca taşaltı tekniği adı altında toplayabilirsiniz.

Levrek, çipura, sinarit için iyi bir apnea ve agaşon becerisi lazım. Oysa, orfoz avcılığında, bu tekniklerin tamamını kullanmanız gerekebilir. Atış pozisyonlarından, balığın çıkarılmasına kadar olan tüm safhalarda, yardımcı malzemeler kullanılacaktır. Bu av için bilinmesi gereken ana kuralları gözden geçirelim.

Orfozlar, herhangi bir tehdit altında değillerse, genellikle yuvalarının dışındadırlar. Sizin onu farketmenizden önce sizi görürler ve son anda, sakin bir kuyruk darbesi ile, yuvalarına girerler. Bu davranış biçimi, balığın yaşı ve barındırdığı yerle doğrudan ilgilidir. Çok sakin yaklaşabilirseniz, kule tekniği ile, balığın üzerine inebilirsiniz, ancak bu yaklaşma, bir sinir harbine dönüşür ve çoğunlukla da tetiği çekmek için vereceğiniz kararda, genellikle geç kalırsınız.

Kule tekniği ile orfoz avı tamamen tecrübeye dayalı bir av şeklidir. İyi bir nefes tekniği ve sualtında sessiz sakin hareket edebilme becerisi ister.

Orfozlar, ışığa oldukça duyarlıdırlar, taş içine bakarken, mümkün olduğu kadar fener kullanmayın.

Yuvasına kaçmış bir orfozu, merakını çekerek dışarı çıkarmak oldukça zordur. Yine de, genellikle meraklı olan avınız, bazen içeri girdikten kısa bir müddet sonra, taşın ağzına gelerek dışarı bakar. Sizi göremeyeceği bir pozisyon bulabilirseniz, avlanma imkanınız olur.

Malzemeler

Orfozlar, çok güçlü balıklardır. Vuruldukları zaman, ummadığınız bir şekilde mücadele edebilirler. Tetiği çektikten sonra, yaşayacaklarınız, tamamen, atışınıza ve balığı neresinden ve hangi açı ile vurduğunuza bağlı olacaktır.

Av bölgeniz, çok dar ve zor taşlardan oluşmuyorsa, 90 cm. lik tüfek idealdir. Bu tüfeğin üzerinde, minimum 6,5 mm şiş bulundurun. Daha ince şiş, kolaylıkla bükülür. Orfoz, derisi ve pulları ile, oldukça sağlam bir zırha sahiptir. Şişin ucu bakımlı ve sivri olmalıdır. Bu tüfek boyu için 21 cm. boy ve 20 mm çapta lastik kullanın.

Tüfeğinizde makara olmasında büyük fayda var.

Yardımcı malzeme olarak, şişirilebilir küçük bir şamandra, üzerine öldürme şişi bağlı 75 cm.lik bir tüfek, kakıç, ve tabi ki değişik boylarda birkaç tüfek gerekiyor.

Bu yardımcı malzemeleri, muhakkak, teknede veya, şamandranızda bulundurun.

Avlanma yöntemleri

Orfoz avında, en önemli kural, alınamayacak balığın vurulmamasıdır. Bu konunun çok iyi anlaşılması ve hazmedilmesi gerekiyor. Ne yazık ki, bir çok güzel balık, tecrübesiz avcılar tarafından, sadece tetik çekmenin tatmini yüzünden boşuna yaralanıp öldürülmektedir. Bu gereksiz hırs ve acımasızlık, hiçbir sonuç getirmediği gibi, doğaya zarar vermektedir. İnanın ki, balığı bulmak, gözlemlemek, pozisyonunu değerlendirmek, bu verileri mantıkla biraraya getirerek,doğru zamanda doğru atışı yapmak ve avınızı ele geçirerek çıkarmak, çok daha keyifli bir tatmin duygusu oluşturur.

Avlanma şekillerine göz atalım ;

  • Orfozu dışarıda gördü iseniz, öncelikle yaklaşma ve dışarıda iken vurma yoluna gitmek gerekiyor.

Bu av şeklinin başarılı olması, balığın yaşı, tecrübesi, yaşadığı yer ve tabi ki, sizin avcılık deneyiminizle doğru orantılıdır.

Birkaç senaryo oluşturalım.

Avlandığınız yer, nispeten kalabalık yerleşim bölgesinde ise, doğal olarak, tekne ve avcı trafiğinin yoğunluğuna açık bir bölgedir. Bu bölgenin orfozları, atış menziline kadar yaklaşmanıza pek izin vermeyeceklerdir. Uygulayacağınız mükemmel bir kule bile, başarısız olabilir. Üzerindeki ortama uygun kamuflaj nedeni ile, balık siz onu göremeden önce sizi görmüş ve pozisyon almış olur. Balık, yuvasına doğru hareket ettiği zaman onu farkedersiniz ve artık çok geçtir. Bu nedenle, önemli kural, satıhta çok ağır gezmek ve çok dikkatli gözlem yapmaktır. Olasılıkla dışarıda olan balığı ürkütmemek için çok yavaş hareket edin. Eğer balığı gördüğünüzde, size dönük pozisyonda, karın yüzgeçlerini kullanarak taşın üzerinde duruyorsa, kaçmaya hazır fakat henüz merakını gidermektedir. Hafif bir akıntı, sizi balığa doğru götürüyorsa, şansınız artar. Mümkün olduğu kadar hareket etmeyin. Avınızın üzerine

geldiğiniz zaman, çok sakin bir kule yapın. Avınız kaçmayabilir, atış menziline girdiğiniz anda tetiği çekin. Dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta, tüfeğinizin yönü ve taşınma biçimidir.

Balığın üzerine akarken, tüfeğin yönü de, hayati bölgelere yönelmiş olmalıdır.Son anda yapılan yön değiştirmeler, balığı ürkütür. Görüş iyi ise, avınızı derinde görmüş olabilirsiniz. Ancak o da sizi görüyor ve takip ediyordur. Hidrodinami kazanmanın yanısıra, dikkat çekmemek için, tüfeği, atış pozisyonunda tutabilirsiniz. Yanınızda taşıyarak saklamak iyi bir yöntem olsa da, son anda, ileri uzatmak için yapılan hamle, yine avınızı uyarır.

Balığı vurdunuz, eğer şiş sağlam yere gelmiş ve öteki tarafa geçip kelebek açılmışsa, hiç vakit kaybetmeden, avınızı da çekerek yukarı çıkın. Balık, taşa girmek için aşağı doğru yüzerek mücadele edecektir. Bu mücadelenin gücü, balığı neresinden vurduğunuza bağlıdır. Genellikle kafaya yapılan iyi atışlar, balığı bloke eder.

Balık ölmeyecek ancak, güç kaybedecektir. Bu durumda, rahatlıkla yukarı çıkıp, balığı gözlerinden ve şişten tutabilirsiniz., Atışınız belkemiğine gelmemiş ancak orta veya kuyruğa yakın yerden geçmiş ise, işiniz biraz daha zorlaşır. Bu durumda, balık güçlü kuyruk darbeleri ile kaçmayı ve siz yukarı çekemeden taşın içine girmeyi başarabilir. Bu durumda, makarayı açıp ipi gergin sağarak yukarı çıkın.

Karın boşluğu, karaciğer ve kalp gibi kanla dolu organları barındırır, bu bölgelere gelen atışlar, balığın çabuk kan kaybederek güçsüz kalmasına neden olur, çıkarmak kolaylaşır, ancak yumuşak doku çabuk yırtılabilir.

Bu şekilde vurulup taşın içine sıkışan balığı çıkarmak için, çekmeyin. Bu gibi durumlarda öldürme şişi kullanacağız.

Avlandığınız yer, az ziyaret edilen, sakin ve trafikten uzakta ise, dışarıdaki orfoz daha rahat ve sakindir.

Aynı kurallara dikkat ederek yaklaşırsanız, şansınız daha fazla olur.

Kule avının yanısıra, taşın dışındaki balıklar için, agaşon tekniği de uygulamak mümkün. Orfozlar meraklı balıklardır. Balığı gördüğünüz zaman, çok sakin inin ve yatın. Eğer inişinizden ürkmemişse, gizlendiğiniz yere doğru hareketlenebilir. Eğer hareketsiz kalıyorsa, ellerinizle kendinizi çekerek, ona doğru çok yavaş yaklaşın. Kaçma eğilimi, sizin hareketlerinize bağlıdır. Nefesiniz elverdiğince, bu yaklaşmayı sürdürün.

Atış menziline girdiğiniz anda da, kararlılıkla tetiği çekin.

  • Orfozu taş içinde vurmak, ayrı bir beceri ve dikkat ister. Ana kural, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, alınamıyacak balığı vurmamaktır.

Taşaltı avı tekniklerinde anlatıldığı gibi, orfoz olabilecek bir taşın içine baktınız. Avınız, taşın dibinde, size dönük bir pozisyonda duruyor. Tüfeğinizi çok yavaş hareket ettirerek pozisyona getirdikten sonra dikkatle atışınızı yapın.Balık size dönük olduğuna göre, şiş kafadan veya yakınından girecektir. Şişi yakalayıp balığı dışarı almaya çalışın. Eğer ilk asılmanızda, geliyorsa, devam edin. Aksi takdirde, avınız içeride dönerek kendini sıkıştırmıştır. Bu durumda, makarayı açarak ipi gergin sağın ve çıkın. Orfozlar, hele de tecrübeli ve iri iseler

taşın içinde iken, her zaman bu kadar kolay hedef vermezler. Özellikle de, sesten veya ışık değişimlerinden ürkmüş ise, yuvasının daha derinlerine veya diğer girişlerin içine sığınacaklardır.

En sık rastlanan durum, bir aralık veya delikten, balığın, sırtını, yanını, kuyruğunu veya vücudunun bir bölümünü görmektir. İlk yapmanız gereken, çok iyi ve dikkatli bir gözlem olmalıdır. Eğer, balığın göründüğü delik, vurulduktan sonra, çıkarılabileceği kadar büyük ise, yine, kafaya yakın yere olmak şartı ile, sağlam bir atış yapın. Atıştan sonra, şişi tutun ve kelebeğin açıldığından emin olmak için, şişi ileri itin ve çevirin. Bu hareket, güç ister. Şiş balığın içinde kalmış ve öbür taraftan çıkmamış olabilir. Bu durumda, şişi saplamak ve öbür

taraftan çıkmasını sağlamak gerekir. Bu işlemi başardıktan sonra, asıldığınızda, sağlam olduğunu anlarsınız.

Eğer, delik veya aralık, balığın çıkarılmasına imkan vermeyecek kadar küçükse, kendinize hakim olun ve kesinlikle tetik çekmeyin. Avınız, bulunduğu yere başka bir delikten girmiştir. Taşın diğer olası girişlerini arayın, ve sabırlı olun. Hiçbir şekilde ulaşamıyorsanız. Bırakın, aynı taşa başka zaman baktığınızda, belki de çok daha iyi bir pozisyon bulacaksınız.

Herbir karşılaşma, kendi başına bir olaydır.Her seferinde çok farklı durumlarla karşılaşabilirsiniz. Önemli olan soğukkanlı davranmak ve acele karar vermemektir. Orfoz genellikle, aynı taşta barındığı için, avınızı ürkütmeden bırakırsanız, ertesi gün muhtemelen tekrar karşılaşırsınız.

Balığı çıkarmak

Balığı vurdunuz, beraber çıkabiliyorsanız mesele yok. Jelatınli eti nedeni ile, özgül ağırlığı suyunkine yakın olan orfoz, kitle olarak yüzerdir. Suyun içinde ağırlığını fazla hissetmezsiniz. Canlı olsa da, kolayca zaptedebilirsiniz.

Prensip olarak avın hemen öldürülmesi gerekir, ancak, biraz da iri ise, bu işlem orfoz için pek kolay değildir.

Öncelikle, solungaç altına bıçak veya taşıma ipinin şişini sokmayı denemeyin. Kötü yaralanabilirsiniz.

Bu işlemi, çok sivri bıçağınız ile, dışarıdan yapmanız gerekiyor. Suda iken, tek elinizle avınıza hakim olurken diğer elinizle, sert kafa kemiklerinin arasından beyni bulmak zor ve tehlikelidir. En iyisi, balığı tekneye veya karaya çıkarmak, sonra öldürmektir.

Avınızı vurduktan sonra taş içinde bırakmış iseniz,öncelikle,orfoz şamandrası kullanmanız gerekiyor.Bu şamandralar orta boy şişebilir malzemeden yapılmıştır. Makara ipini, kabzanın etrafına birkaç defa sararak sabitleyin. Tüfeğin palamutunu, şamandranın karabinasına takın. Önemli bir nokta, şamandranın, suyun 1 metre altında olmasıdır.

Bu şekilde satha çıkmak isterken, ipi sürekli gergin tutarak, balığın, taş içinde daha derinlere kaçmasını önler ve onu yorar. Şamandranın kaldırma gücü, tüfeğin lastiklerine bineceği için, lastikler, amortisör vazifesi görecektir.

Bu işlemleri tamamladıktan sonra,kısa bir müddet ara verin ve dinlenin. Kalp ritminiz normale girdikten sonra, balığı çıkarma işlemine geçebilirsiniz.

Taşa inin ve son bir pozisyon değerlendirmesi yapın. Ara verdiğiniz için, taşın bulanıklığı geçmiştir ve ilk vurulma anından sonra, sakinleşen balık, genelde hareketsiz kalmıştır. Bu durumda, balığın pozisyonunu, taşın iç yapısını ve ne yapmanız gerektiğini net olarak görürsünüz. Şişi sağlam tutarak bir deneme yapın, balık güçsüz kalmış veya ölmüş olabilir. Eğer, sırt dikenlerini açmıyor ve mücadele etmiyorsa, dışarı almak için biraz uğraşın. Genellikle bu işlem başarılı olur. Ancak, sert bir karşı koyma varsa, balığı öldürmeniz gerekecektir. Satha çıkın ve dinlenin. Hazır olunca, balıkla aranızdaki mesafeye göre, kelebeksiz bir şiş takılı 50 veya 75 cm.lik bir tüfek alarak taşa inin.

Balığın kafa bölgesini görmeye çalışın. Başka bir çatlak veya küçük delikten de bakabilirsiniz. Gözlerin hemen arkasına, dikine veya yatay olarak birkaç atış yapın. Balığın söndüğünü anlamak için, ana şişe tekrar asılın.

Avınız, suyun içinde direnç göstermeden salınıyorsa, bu iş oldu demektir. Geriye, balığı taştan almak kalıyor.

Eğer bir sıkışma söz konusu ise, kelebekli bir şişle, bir öncekinin doğrultusunda bir atış daha yapın ve kelebeğin açıldığından emin olun. Bu şekilde, iki şişten asılma imkanı olur. Tek kelebeğin kırılma riski vardır.

Balığı çıkarın ve avı tamamlayın.

Önemli bir noktayı atlamamak gerekiyor. Orfozlar, 12 – 15 yaşa kadar, yani ortalama 70 cm ve minimum 10 kg. a kadar üretkendirler. Hermafrodit altyapıda olmaları nedeni ile, bu yaşa kadar dişidirler ve yumurtlarlar.

Bu yaştan sonra, dişilik organları, üretkenliklerine son verir ve erkek cinsiyette kalırlar. Kısaca, en az 10 kg. altındaki orfozlar, türün çoğalması için önemlidir. Boy yasakları bir yana, eğer seçme imkanınız varsa, mümkün olduğu kadar erkek orfozları seçin.

Bütün anlatılan tekniklere ve deneyimlere rağmen, bazen işler ters gider, yardım istemekten çekinmeyin.

Beraber avlanmanın avantajlarından biri de, budur Arkadaşınız, sizin atladığınız bir noktayı yakalayabilir.

Konuyu bitirmeden tekrar etmekte fayda görüyoruz.

Alamayacağınız balığı kesinlikle vurmayın

Jak Boeno

Fotoğraf Albümü



Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam69
Toplam Ziyaret194061